Güncel
Mete Yarar: 'El Bab’da Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü test ediliyor!'
Şehitlerimizin ardından
El Bab’da yaÅŸanacakları daha olmadan söylememdeki amaç iÅŸin zorluÄŸunun anlaşılması ve birlikler üzerinde psikolojik baskı kurulmamasıydı. Çünkü yapılan harekat bir hibrit (melez) operasyondu. Düşman belli deÄŸildi hatta dost bile belli deÄŸildi. Arazi, ortam ve hava ÅŸartları devamlı deÄŸiÅŸiyordu. Buna adapte olmaya çalışan bir TSK ve MÄ°T vardı.
Bu tür operasyonlarda tek bir teşkilat yapısı ile operasyonu sürdürmeniz de mümkün değildir. Bugün tartışılan konuların anlamsızlığı burada başlamaktadır. Harekatın derinliğe inmesiyle beraber kuvvet ihtiyacı daha da artmaya başlamaktadır. Harekatın başlangıcında kullanılan kuvvet ile bugünkü arasında yaklaşık 10 misli fark mevcuttur. Bu bile şu anda sahanın gerçekliğiyle karşılaştırıldığında bazı noktalarda yetersiz kalabilmektedir. Kendi ülkemizdeki tecrübelerden edindiğimiz birikim buralardaki şehir savaşları için yeterli bir veri vermese bile sonuçta El Bab kolay bir hedef değildir.
Åžehrin kuÅŸatılması tam anlamıyla mümkün görünmemektedir. Bunun büyüklük ve stratejik anlamda nedenleri mevcuttur. Yani DAEÅž takviye gönderirken, ÅŸehir alınmak zorunda kalınacak gibi görünmektedir. SaÄŸolsunlar, bütün cephelerinde koalisyon güçleri ve Esad yönetiminin mücadeleyi bırakmış olması nedeniyle bölgeye takviye yapma fırsatı DAEÅž’e verilmektedir. Musul harekatının da durdurulmasıyla bu örgütle mücadele edilen tek yer olarak El Bab kalmıştır.
Açıkcası herkesin amacı El Bab’da Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü test etmektir. Bir ÅŸer grubu, memleketin azmini burada kırdırmak, siyaseten kaos yaratmak, halkın devlete güveninin zayıflamasına yol açmak, Suriye’de ne var sorusunun sorulmasına yol açmak, belki de en önemlisi Suriye ve Irak’ta oluÅŸabilecek oldu bittilere seyirci kalınmasına yol açmak için yoÄŸun çaba sarf etmektedir. Bunun için de içerde ve dışarda oluÅŸturdukları psikolojik harekat grupları ile harekete geçmektedirler. El Bab’da ne oluyor sorusunu sormak yerine psikolojik harp tekniÄŸi sorularını yönelterek kamuoyu oluÅŸturmaya çalışıyorlar. Buna destek olmak için örgütlerin yaydığı görüntüleri, doÄŸru olup olmadığını düşünmeden yayınlıyorlar (ben doÄŸru olsa bile yayınlamanın örgüt propagandası olduÄŸunu düşünüyorum). Arkasından yalan bilgilerle de yeni süsleme haberler yazabiliyorlar.
Ä°ÅŸin gerçeÄŸini gözden kaçırmak için ellerinden gelen gayreti gösterenlere inat, biz sahada kalmaya devam edeceÄŸiz. Sızma harekatının özel bir operasyon tekniÄŸi olduÄŸunu bilmeyenlere bu harekata ÖSO’nun katılamayacağını hatırlatacağız. Ä°lk sızan birliklere ilaveten daha sonra komando birliklerinin bölgeye takviye gönderildiÄŸini ifade edeceÄŸiz. Ä°ÅŸin gerçeÄŸinin o gece harekat merkezinde çınlayan telsiz konuÅŸmalarında olduÄŸunu söyleyeceÄŸiz. El Bab’da ÅŸehit düşen Binbaşı Bülent Albayrak ve arkadaÅŸlarının yaptıkları mücadele iÅŸte o konuÅŸmalarda yatıyor. Telsizden yankılanan o cümleler “Komutanım vur vur bitmiyorlar”dı. Evet o gün koalisyon güçlerinin, PYD’nin ve Esad güçlerinin gözü önünden geçerek gelen bu örgüt mensupları vurmakla bitirilemedi. Bugüne kadar bu aslanları birebirde vuramadılar, ya kimliÄŸi belli olmayan uçakla, silahlı Ä°HA ile, havan saldırısıyla ya da bombalı araçlarla ÅŸehit edebildiler. EÄŸer askerlerimizi sahada korumak istiyorsak bu ‘kimliÄŸi belirsiz’ ibaresinin ne olduÄŸunu milletçe sorgulamak zorundayız. Bunu yapalım ki onlar da iÅŸlerini sürdürebilsinler.
El Bab’da asker olmak zordur diye yazmıştım. Bugünlerde toplumca onların kahramanlıklarını geride izlemek de bir o kadar zor geliyor bizlere. El Bab’da Türkiye test ediliyor ve bu testi 15 Temmuz’da olduÄŸu gibi yine yüzümüzün akıyla geçeceÄŸiz. Allah yar ve yardımcımız olsun.
METE YARAR
Henüz yorum yapılmamış.